PEDİYATRİK KARDİYOLOJİ BÖLÜMÜ
16 yataklı pediyatrik kardioloji servisi Kasım 2003 tarihinden itibaren yatışı gerekli hastaların takiplerinin yapılabilmesi için çalışmaktadır. Ekokardiyografi polikliniğinde yıllık yaklaşık 3000 ekokardiyografik inceleme yapılmaktadır. Ayrıca yoğun bakımda yatan ameliyat sonrası rutin ve acil ekokardiyografik incelemeler ile bu rakam yılda 4500 ’ü bulmaktadır. Anjiografi ünitesinde haftada 2 gün pediyatrik Kalp katetrizasyonu ve anjiografi yapılmaktadır. Yıllık pediyatrik Anjiokardiyografi sayısı ortalama 1000 civarındadır. Bu sayının yaklaşık 1/3’ü girişimsel (tedavi edici) niteliktedir.
ÇOCUKLARDA KALP HASTALIKLARI HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Çocukluk çağında gördüğümüz kalp hastalıklarını Konjenital (doğumsal) ve Edinsel (sonradan görülen) olarak iki ana grupta toplamaktayız. Erişkinlerin aksine çocukluk çağında görülen kalp hastalıklarının büyük bölümünü konjenital kalp hastalıkları oluşturmaktadır. Konjenital Kalp Hastası olan çocuklar kalpte yapısal birtakım bozukluklar ile doğarlar.
Bu yapısal bozukluklar hamileliğin çok erken dönemlerinde, çoğu kez anne henüz hamile olduğunun farkında bile olmadığı dönemde, kalbin normal gelişiminin etkilenmesi sonucudur. Çoğu kez kalbin normal gelişmesini bozan etkenin ne olduğu bilinmemekle birlikte bazı viral hastalıkların (Kızamık, kızamıkçık, kabakulak, soğuk algınlığı ekeni olan bazı mikroplar v.s) bunda rol oynadıkları gösterilmiştir.
Ayrıca kalıtım (Genler yolu ile) ve kromozom anomalileri de (Down sendromu olan çocuklarda kalp hastalığı riski % 50’dir) doğuştan kalp hastalığı oluşması riskini arttıran faktörler arasında sayılmaktadır. Yine hamilelik sırasında, özellikle ilk 3 ayda kullanılan bazı ilaçların (Sara ve sinir hastalıkları tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar) ve alkolün kalp gelişiminde bozukluklara neden olduğu bildirilmiştir.
Kalpte görülen bu yapısal bozuklukların önem derecesi, odacıklar arasında küçük bir “delik” gibi basit bir problemden, kalbin bir ya da birkaç odacığının veya kapakçığının oluşmaması gibi çok daha karmaşık ve ağır hastalıklara kadar değişebilmektedir. Her anne adayı için konjenital kalp hastalığı olan bir çocuk doğurma olasılığı 1000 doğumda 8’dir. buna göre ülkemizde yılda yaklaşık 10.000 ile 15.000 çocuk konjenital kalp hastalığı ile doğmaktadır.
Bu sayının yaklaşık yarısını bir yaşından önce cerrahi müdahale gerektiren önemli hastalıklar oluşturmaktadır. Eğer anne-babanın konjenital kalp hastalığı olan bir çocuğu varsa sonraki çocuklarda risk normalin yaklaşık iki katı kadar artmaktadır (16/1000). Anne ya da babada doğuştan kalp hastalığı olması durumunda ise, hastalığa ve hastalığın anne ya da babada olmasına göre doğacak çocukta risk %2 ile %16 arasında
değişebilmektedir. Günümüzde bu konuda eğitim almış uzmanlar tarafından uygulanan “Fetal Ekokardiografi” yöntemi ile riskli gebeliklerde, gebeliğin 16. ile 20. haftaları arasında bebeğin kalbinin incelenmesi ve major kalp anomalilerinin belirlenmesi mümkün olmaktadır. Ancak henüz anne karnında herhangi bir tedavi söz konusu değildir. Çocuklarda kalp hastalıkları nasıl ve ne zaman ortaya çıkar? Önemli doğumsal kalp hastalığı olan çocuklar genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç ay içerisinde kendilerini belli ederler. Nadiren bebekte doğumdan kısa bir süre sonra ciddi tansiyon düşüklüğü ve kan dolaşımının bozulması sonucu acil bir durum olarak karşımıza çıkabilir. Kimi bebeklerde ise morarma (dudak, dil ve tırnak diplerinde) ilk belirtidir. Diğer bir grup kalp hastalığında ise sık nefes alma, nefes alma güçlüğü, iyi beslenememe, kilo alamama ya da kilo kaybı ve aşırı terleme ilk belirtiler olabilir.
Çok ciddi olmayan kimi rahatsızlıklarda ise çoğu zaman çocuğun herhangi bir şikayeti yoktur. Bu tip rahatsızlıklar daha çok rutin muayeneler sırasında kalpte “üfürüm” duyulması sonucu yapılan tetkiklerde ortaya çıkar. Üfürüm kalp atışları arasında duyulan ek bir ses anlamındadır. Kalp doktoru tarafından yapılacak muayene ve tetkikler sonrasında üfürümün herhangi bir hastalığın habercisi olup olmadığını ortaya çıkaracaktır.
Çocuklarda duyulan “üfürümler”in yarıdan fazlası “normal” ya da “masum üfürümler” olarak adlandırılır, yani kalp tamamen normaldir ve bu üfürüm çocuğun ileride kalp hastası olma riskini arttırmamaktadır. Ancak bunların bir kısmı dışarıdan herhangi bir belirti vermeyen sinsi bir kalp rahatsızlığının habercisi olabilmektedir. Deneyimli bir çocuk kalp hastalıkları uzmanı muayenesi sonucunda bu üfürümün hangi gruba gireceğini büyük bir olasılıkla söyleyebilir ancak kesin tanı için özellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda ekokardiografik inceleme yapılması önerilmektedir.
KONJENITAL KALP HASTALIKLARININ TEDAVİSİ
Hastanın büyüme gelişmesini engellemeyen ve/veya kendi kendine kapanma olasılığı olan küçük kalp delikleri, hafif derecede olan ve ilerlemeyen damar darlıkları yada kalp kapakçıkları ile ilgili bazı problemler dışında önemli doğumsal kalp hastalıklarını çoğunun tedavisi cerrahidir. Kanjenital Kalp Hastalıklarının tedavisi oldukça spesifik ve titiz bir bakım gerektirmektedir.
Çocuk kalp hastalarının tedavisinde gerek ameliyathane gerekse yoğun başarı ile yapılabilmesi için çocuk kadiyolojisi, çocuk kalp cerrahisi ve çocuk anestezisinde uzman doktorlardan oluşan deneyimli bir ekibin birlikteliği büyük önem taşımaktadır. Çok değil bundan yaklaşık 50 yol öncesine kadar önemli kalp rahatsızlıkları ile doğan çocuklara herhangi bir düzeltici ameliyat yapılması mümkün değildi. Ancak özellikle son 30 yılda bu alanda yapılan çalışmalar ve ilerlemeler sonucunda bugün gelinen noktada birçok önemli kalp hastalığına erken dönemde müdahale edilebilmekte ve bu hastaların normal yada normale yakın bir hayat sürmeleri olası olmaktadır. Sanılanın aksine günümüzde çağdaş konjenital kalp cerrahisi uygulanan merkezlerimizde bir çok doğumsal kalp rahatsızlığın cerrahi tedavisi başarıyla ve tam olarak yapılabilmektedir.
Bu ameliyatlarda hayatı risk %1 ile %10 arasında değişmektedir. Cerrahi tedavi sonrası nispeten basit konjenital kalp hastalıkları olan çocukların hemen hepsi ve kompleks hastaların bir bölümü erişkin yaşa gelmekte ve normal kalbin bir yada birkaç odacığının, yada kalpten çıkan ana damarlar ve/veya kapakçıkların gelişmediği birden fazla ve daha kompleks problemleri olan hastalarda ise tam düzeltme her zaman olası olamamakla birlikte bu hastalarında büyük bir çoğunluğuna hayatlarını daha iyi şartlarda yaşayabilmelerine olanak sağlayan yardımcı ameliyatlar yapılmaktadır. Bu hastalarda doğal olarak ameliyat öncesi ve sonrasında hayati riskte daha yüksek olmaktadır. Günümüzde organ nakli yada genetik mühendislik alanlarındaki çalışmalar bu tür hastalar için bir umut ışığı olmakla birlikte henüz istenilen düzeye gelememiştir.
GİRİŞİMSEL KARDİYOLOJİK YÖNTEMLERLE TEDAVİ
Günümüzde girişimsel kardiyolojik yöntemlerin konjenital kalp hastalıklarının tedavisindeki yeri çok hızlı bir şekilde artmaktadır. Örneğin bir çok kapak yada damar darlıkları artık anjio laboratuarında ameliyata gerek olmadan açılabilmektedir. Ayrıca bazı damar açıklıkları ve kalp içi deliklerde cerrahiye gerek kalmadan kapatılabilmektedir. Girişimsel kardiyolojik yöntemler ile tedavi hastalara cerrahiye bağlı risklerden uzaklaşmak, hastanede kalış sürelerinin azalması ve insizyon izi olmaması gibi avantajlar sağlamaktadır.
Tabi ki bu işlemlerin de azda olsa hayati risk taşıdıkları unutulmamalıdır. Doktorunuzla konuşurken çocuğunuza uygulanması planlanan tedavi, bu tedavinin alternatifleri ve yarar ve zararları hakkında detaylı bilgi almak en doğal hakkımızdır. Dr.Siyami Ersek Hastanesi bünyesinde bulundurduğu konjenital kalp hastalıklarının tanı ve tedavisinin de deneyimli, pediyatrik kardiyoloji, kalp cerrahisi ve anestezi doktorları ile en yeni teknoloji ve olanakları kullanılarak hastalara bu alanda kaliteli hizmet verebilen merkezlerin başında gelmektedir.